Bu Blogda Ara

15 Ağustos 2020 Cumartesi

Ankilozan Spondilit

Ankiloz; oynar bir eklemin hareket yeteneğinin kaybolması, eklemin kaynaşması,
Spondilit; omurganın iltihabı olarak tanımlanabilir

Ankilozan spondilit (AS) ise omurganın iltihabi hastalığı sonucu omurga hareketlerinin azalmasını ya da yok olmasını ifade eder.


Omurgayı tutan romatizmal bir hastalıktır. Özellikle sakroiliyak eklem ve omurga eklemlerini etkiler. Ancak birlikte başka eklemleri (kalça, diz, ayak bileği, omuz gibi) de etkileyebilir. Eklemler dışında en sık gözü, daha nadir olarak kalbi, akciğerleri, böbrekleri, bağırsakları ve sinir sistemini etkileyebilir.

→ 20-30lu yaşlarda daha yaygın görülür ve 45 yaşından sonra görülme ihtimali çok çok azalır.

Aile öyküsü önemli!
HLA-B27 genini taşıyanların, hastalığa yakalanma riski fazladır.
Türkiye’deki ankilozan spondilitli hastaların %80’i bu geni taşırken, Orta-Kuzey Avrupa’daki hastaların %95-99’u bu geni taşır
Belirtiler
·       En yaygın belirti bel ve kalça ağrısıdır
    Etkilenen bölgelerde ağrı ve eklem katılığı karşımıza çıkar.
   İstirahat sonrasında daha belirgin ağrı
   Ağrı süresi hastalığın şiddetine göre değişebilir.
    Gecenin ikinci yarısından sonra ortaya çıkan ağrı nedeniyle hasta uyanabilir.
·       Ağrı kalçadan başlayarak belden boyuna doğru ilerleyebilir.
·       Hastalık kadınlarda daha yavaş seyredebilir ve erkeklere oranla daha fazla görülür.

Hastalık seyri sırasında sırt kaslarında spazm, kamburluk, boyun düzleşmesi ile karşı karşıya kalabiliriz.



Üzülerek yazıyorum ki henüz ankilozan spondilitin kesin bir tedavisi yoktur.
Ancak tedaviyle şikayetlerin azalması veya kaybolması ve hastalığa bağlı sakatlığın önüne geçilmesi mümkündür. Bu nedenle ne kadar erken tanınır ve tedaviye başlanırsa, o ölçüde başarılı sonuçlar alınır. AS’li hastaların çoğu hastalık nedeniyle değil, hastalığın yol açtığı akciğer problemleri nedeniyle kaybedilir.


Literatürdeki bazı çalışmalarda AS’li hastalarda Bath Ankilozan Spondilit Fonksiyon İndeks Skoru (BASFİ)’nin artışında pilatesin standart egzersiz tedavisinden daha etkili olduğu kanıtlanmıştır.


·       Günde en az 10 saat yatak istirahati
   Yorulmamaları
   Nemli ortamlarda bulunmamaları
   Soğuktan ve rüzgardan uzak durmaları
   Proteinden zengin bir diyetle beslenmeleri
   Bol sıvı gıdalar ile vitamin almaları önerilir.
   Akciğerler etkilenebileceğinden hasta sigara kullanmamalıdır ve alkol alımı sınırlandırılmalıdır.
·       Ciddi omurga yaralanmaları için risk altındadırlar. Bu nedenle hastaların düşmelerini, yaralanmalarını engelleyecek basit önlemler alınmalıdır.

11 Ağustos 2020 Salı

DOĞRU POSTÜR

      Duruşumuz karşıdan bizi yansıtan ilk özelliğimizdir. Dilencilere bakalım neden boynu bükü dururlar? Yahut siyasetçiler neden vatkalı takım elbiseleriyle daha dik durmaya çalışırlar? Özellikle askerlerin bu aşırı dik duruşu bize sarsılmaz düzen ve nizamın mesajını mı verir? Toplumsal psikolojiye girmeyeceğim fakat düzgün bir duruş sağlığınız açısından büyük önem taşımakta. Saatlerce boynumuz eğik telefonla oynamak size yıllar sonra boyun fıtığı olarak dönebilir.




Doğru postür nasıl olmalıdır? Bunu belirlemek için öncelikle kişiye fizyoterapist tarafından postür analizi yapılır, postüründeki bozukluklar saptanır. Bu bozukluklara kifoz, lordoz artışı, skolyoz vs. örnekler verebilirim. (Her biri farklı tedavi programı gerektiren hastalıklar olduğu için diğer yayınlarda bunlardan detaylıca bahsederiz.) Bozukluklar saptandıktan sonra kişiye uygun egzersizler verilir. Bu egzersizler omurganın düzgünlüğünü sağlayan kaslara verilen kuvvetlendirme egzersizlerini içerir.
Eğer bu yazıyı bilinçli bir şekilde okuyorsak derin bir alıp omurgamızı dikleştirelim. Evet, aynen şimdi yaptığımız gibi kambur veya salık durduğumuzu fark ettiğimiz anda kendimizi düzeltme eğilimine gitmeliyiz. 'Ya sürekli aklımda durmuyor ki 2 dakika sonra yine aynı' dediğinizi duyabiliyorum. Ama bunu bir alışkanlık yapmamız önemli. Bir, iki, üç derken bakmışsınız duruşunuzdaki asalet geri gelmiş.
Peki kendimize dik durmamızı hatırlatacağız ama birkaç egzersizle sırt kaslarımızı da güçlendirsek fena mı olur? Bence süper olur.
omurganızı hareketlendirecek çok güzel bir egzersiz
eğer kamburunuz varsa 1. görseli yapmanızı önermem

karın altınıza ince bir yastıkla yaparsanız
 üst sırt kaslarınız çalışır - hareketi yaparken zorlanıyorsanız
ellerinizi ayaklarınıza doğru uzatabilirsiniz
Bu egzersizde dikkat etmemiz gereken bir nokta;
kollarımızı olabildiğince yana açarak
kürek kemiklerimizi birbirine yaklaştırmak - belki
iki duvarın birleştiği köşede yapsanız daha iyi olur


Not: Eğer egzersizleri yaparken zorlanıyor ve ağrı hissediyorsanız bırakın.






7 Ağustos 2020 Cuma

ÇAPRAZ BAĞ YARALANMASI

    Sıklıkla sporla ilgilenen kişilerde karşılaştığımız yaralanmalardan biri olan çapraz bağ kopmaları neden olur? Nedir bu çapraz bağlar? Ön çapraz bağ femur ve tibia dediğimiz yani uyluk ve kaval kemiği arasındaki bağımızdır ve kaval kemiğinin hareket esnasında anormal şekilde öne gitmesini engeller. Diz eklemi içerisinde ön ve arkadan birbirlerini çaprazladıkları için böyle adlandırılan bu 2 ligament (anterior/posterior crurciat ligament) büyük oranda eklemin stabilitesini sağlar. Tabii ki sadece bu iki bağdan oluşmuyor stabilite dediğimiz terim. Fakat ön çapraz bağın hasarı ile daha çok karşılaşırız. 

    Peki, nasıl oluyor da biz bu ligamenti hasarlıyoruz? Alında çok basit bir mantıkla herhangi bir yapıya bu ister lastik olsun isterse bir araba  ya da bir çapraz bağ kaldırabileceğinden veyahut taşıyabileceğinden fazla yük yük yüklerseniz yapısı bozulur, kırılır, kopar. Genellikle sporcuların ani hareketlerinde örneğin; bir futbolcu sabit tek ayak üzerinde topa vurmak için vücudunu ani bir hareketle döndürdüğünde diz merkezli bu hareketi ön çapraz bağını hasarlayabilir. Zaten sporcuların özel antrenmanlar yapmasındaki bir neden de bu yaralanmaları önlemek. Diğer nedenlere bakacak olursak, bu yırtıklar  dize yandan gelen direkt darbeler ve dizin aşırı gerilmesine bağlı olabilir ve darbelerle olan yaralanmalarda dizin diğer yapıları da hasar görebilir. 

ön çapraz bağ

    Çapraz bağ yaralanmaları kendini şu şekilde belli edebilir. Tabii ki bu teşhisi koyacak kişi hekimizinidir.

Yaralanma esnasında başlayan ağrı

Şişlik 

Zaman geçtikte şişlik azalır yerini stabilite bozukluğuna bırakır ve ağrı istirahatle dinerken aktiviteyle artar hale gelir.

〰 Yaralanma esnasında kopma sesi duyulabilir ama her duyulan ses bağın koptuğu anlamına gelmez.

Genç ve aktif bireylerde tedavi cerrahi operayonla sağlanır. Ameliyatı planlayan ve uygulayan kişi ortopedi uzmanıdır. 

Cerrahi sonrası fizik tedavi yaklaşımlarına bakacak olursak;

- Grefti (yani tamir edilen yeni bağı) aşırı yüklerden korumak

- Ödemi kontrol atına almak

- Gerekliyse dizlik kullanmak

- Diz çevresine yapışan kasları kuvvetlendirmek

 

Ameliyat sonrası birkaç hafta içinde dizi aşırı yüklenmelerden korumak gerekir bunun için koltuk değneği kullanabilir. Hekimiz ya da fizyoterapistiniz tarafından önerilen egzersizleri yapmanız normal iyileşme sürecine etki edecektir. Cerrahiden hemen sonra vakit kaybetmeden hasta bir rehabilitasyon programına dahil edilmelidir.
Sağlıkla kalın...